Dünyada en çok kimi seversiniz?

Bir bilgeye sormuşlar :
"Efendim, dünyada en çok kimi
seversiniz?
Terzimi severim," diye cevap
vermiş.
Soruyu soranlar şaşırmışlar: "Aman üstad, dünyada sevecek
o kadar çok kimse varken terzi
de kim oluyor? O da nereden
çıktı? Neden terzi?"
Bilge, bu soruya da şöyle cevap
vermiş: "Dostlarım, evet ben terzimi
severim. Çünkü ona her
gittiğimde, benim ölçümü
yeniden alır. Ama ötekiler öyle
değildir. Bir kez benim
hakkımda karar verirler, ölünceye kadar da, beni hep
aynı gözle görürler."

İyi Dostlar Biriktirdim. Hepsi Kitaplığımda…


Cumalıkızık, Yıldırım, BURSA

2006 yılında elimde hatıra kalan birkaç Bursa hatırası
(NOT: Resimleri Büyütmek İçin Üzerine Tıklayın)


CumaliKızık, Yıldırım, BURSA; Uğur  KORKMAZ
CumaliKızık, Yıldırım, BURSA; Uğur  KORKMAZ

CumaliKızık, Yıldırım, BURSA; Uğur  KORKMAZ

CumaliKızık, Yıldırım, BURSA; Uğur  KORKMAZ

CumaliKızık, Yıldırım, BURSA; Uğur  KORKMAZ

CumaliKızık, Yıldırım, BURSA; Uğur  KORKMAZ

CumaliKızık, Yıldırım, BURSA; Uğur  KORKMAZ

Fizikçi Kimdir?

fizik bir yaşamdır...




   Fizikçiler olup olmadık yerde olup olmadık zamanlarda bir gerçeğin nedenini, nasılını,oluşu sürecini,şartlarını düşünüp onu çözmeye çalışırlar . Kafaları daima problemlerle meşguldür. Onlar için somut gerçekleri incelemek daha eğlencelidir.Çünkü onları bir şekilde kanunlarla ifade edebilirler, formülize edebilirler, matematiğe dökmek isterler. Bir formülü görüp onun ne demek istediğini anlamaya çalışmayan bir fizikçi yoktur. Gördükleri bir formül onlar için adeta dile gelmiş bir çocuk gibidir. Öte yandan sevgi gibi,mutluluk gibi soyut kavramları bu şekilde anlatmaya çalışmak nafiledir.Zaten başarısız olunacağı kesindir.Onun için,akışına bırakıp, sadece hissetmeyi tercih ederler. Örneğin, Newton elmanın ağaçtan düştüğünü görmüş ve merak etmiş. Şimdilerde bu kavramı bir kanun olarak bildiğimizden, bize komik gelmesi kesin bir soruyu yöneltmiş kendisine. Elma niye yere doğru düşüyor, niye yukarı gitmiyor. Oturmuş ve bunun üstüne kafa yormuş Elde ettiği bulguları ifade edebilmek için diferansiyel denklemleri ilk olarak o kullanmış. Oysaki idi elmanın düştüğünü görüp, alsa, onu bir güzel mideye indirse, tadından aldığı keyifle mutlu olsa da kafasını bu kadar yormasa ne kadar basit olurdu değil mi? Bir diğer örnek Arşimed. Bu zatı muhterem rivayet odur ki hamamda taslarla oynarken suyun kaldırma kuvvetini bulmuştur. Bre adam ne kafayı yoruyorsun bunlara. Ne güzel sıcağı görmüşün ,suyun içindesin,gevşe rahatla kirinden pasından bir arın, kendine gel, gevşe rahatla. Ama yok illa bişiler düşünecek işte. Üstelik rivayet odur ki bulduğu bu gerçeğin heyecanıyla dışarıya anadan üryan çıkmıştır. Düşünün artık kendisini  mevzuya. Gene tekrarlıyorum fizikçiler çok sıkıcı insanlardır ve partilere çağrılmamalarının sebebi budur. Bu yüzden davetli listelerinin başlarında yer bulmazlar. Eğer bir fizikçi bir davetiye listesinin en başındaysa muhtemelen bu bir parti değil konferansdır. Hiç bir partiye çağırılmadıkları için kendilerine gelen bu davetleri asla geri çevirmez, gerekirse katılamak için dünyanın öbür ucuna kadar giderler. Bu bir 

konferans bile olur...

UĞUR KORKMAZ
TUTARLI OLDUĞUNUZ SÜRECE HANGİ YÖNDE İLERLEDİĞİNİZİN HİÇ BİR ÖNEMİ YOKTUR.