Zimem Defteri

Zimem defteri borçluların borçlarının yazılı olduğu defter demektir. Osmanlı'da da tıpkı bugün olduğu gibi elinde nakit parası olmayan vatandaşlar mahallenin esnafından alış verişini yapar, dükkan sahibi de alacaklarını daha sonra ödenmek üzere zimem defterine, yani bugün ki anlamıyla veresiye defterine yazardı. Eline para geçen borçlu da en kısa sürede borcunu öderdi.



Ustadan Çırağa Hayat Dersi


Usta bir ressamın öğrencisi eğitimini tamamlamış. Büyük usta, öğrencisini uğurlamış. Çırağına " Yaptığın son resmi, şehrin en kalabalık meydanına koyar mısın?" demiş. Resmin yanına bir de kırmızı kalem bırak. İnsanlara, resmin beğenmedikleri yerlerine bir çarpı koymalarını rica eden bir yazı iliştirmeyi de unutma" diye ilave etmiş.

Dalgayı yakalamak...



Çin’in Guangzhou kentinde bir banka soygunu… Soygunculardan biri bankadakilere bağırır: “Kımıldamayın! Para devletindir, ama hayatınız sizindir.” Herkes sessizce yatar… Bunun adı “Zihin Değiştirme Kavramı”dır. Alışılmış düşünce tarzını değiştirmek…
Bu arada müşterilerden bir kadın bir masanın üzerine yatmıştır. Ama bacaklar ortada… Soyguncu bağırır: “Edebini takın. Bu bir soygun, ırza geçme değil!” Bunun adı “Profesyonellik”tir. İşin neyse onun üzerinde yoğunlaş!

Yasalar Örümcek Ağları Gibi...



Yasalar örümcek ağları gibidir; küçük sinekler örümcek ağlarına yakalanır, eşek arıları ise örümcek ağını deler geçer.

Jonathan SWIFT

Çabalar acı vermeye başladığında ...



“Çabalar acı vermeye başladığında kendisini zorlamaya devam edebilen adam, kazanacak adamdır.”

İnsanlığı Kurtaracak Bir Sır


500 kişi bir seminerdeydi. Birden konuşmacı durdu ve bir grup çalışması yapmaya karar verdi. İşe herkese bir balon vererek başladı. Herkes gazlı kalemle balonuna adını yazmalıydı. Sonra bütün balonlar toplandı ve bir odaya kapatıldı. Katılımcılar odaya alındı ve beş dakika içinde üzerine isimlerini yazdıkları balonu bulmaları söylendi.

Yaşlı Adam ve Beyaz Atı

Köyün birinde bir yaşlı adam varmış. Çok fakirmiş ama Kral bile onu kıskanırmış. Öyle dillere destan bir beyaz atı varmış ki, Kral bu at için ihtiyara büyük bir servet teklif etmiş ama adam satmaya yanaşmamış.

“Bu at, sadece bir at değil benim için; bir dost. insan dostunu satar mı?” demiş. Bir sabah kalkmışlar ki, at yok. Köylü ihtiyarın başına toplanmış: 
“Seni ihtiyar bunak, bu atı sana bırakmayacakları, çalacakları belliydi. Krala satsaydın, ömrünün sonuna kadar beyler gibi yaşardın. Şimdi ne paran var, ne de atın” demişler.


TUTARLI OLDUĞUNUZ SÜRECE HANGİ YÖNDE İLERLEDİĞİNİZİN HİÇ BİR ÖNEMİ YOKTUR.